duayı dudaklarından alıp
dudaklarımda gezdirdim
ve gözlerinin rengini içime sindirdim

çok yasak dokunuşlardı
ağaçlar ve mumlar şahit
ve ankara’nın namussuz soğuğu
ve o el örgüsü battaniye
ve bir de beyaz kuğu

“dün yarına dönmüştü
sigaralar sönmüştü
bir tek o beyaz kuğu
ağladığını görmüştü”

çok yağmurlu gözlerin
tuzu dudaklarıma
düştü bir mart gecesi
şimdi yüzüne bakmak
kırılmış parmakların
acılı işkencesi