07 Aralık 2013

...

sen kimsin ki ben buyum
yalanı yakalanmış bir çocuk misali suçluyum
ve
kalbinden bıçaklanmış bir aşığın hani
kanı hiç bitmeyecekmiş gibi hissetmesi kadar umutluyum
oysa
bardağı doldurmuş ama içilmesi unutulmuş bir suyum


7.Aralık.2013 / Ankara

11 Kasım 2013

Ben melisa kokluyorum kız sen kimsin

Ben melisa kokluyorum kız sen kimsin
Boynun kim gözlerin kim kokun kim
Sacında kum var bir denizin kızı mısın
Yoksa bir çölden Leyla mı oyle hüzün gibi yorgun
Adın var mı yoksa sade oldugun gibi misin
Belki saclarında kömürlerin tozu var
Ya da henüz mum üflemiş gibi tazesin
ben sende baskasını ararım bilesin
Sonra gün doğunca ağlarsam şaşırma
Demek ki yokmuş sende benim sazıma makam
Aldığım nefesin her parçası degilmişsin

Ben melisa kokluyorum kız sen kimsin
Saclarında çözülen bu bukleler kimin
Adın var mı yoksa sadece güzel misin
Ölsem hani mesela bir bakışla diriltir misin
Ya diriyken öldürür müsün sabahlara dek
Çok yalancı bir geceyim kanma dolunayıma
Okyanusa salınmış kağıttan kayık gibiyim
Çok adım var benim kadın sen kimsin
Hiç bilmesem kendimi sabaha benimle gelir misin

30.Temmuz.2012 / Kaş

ve sonra elimin körü gibi

ve sonra elimin körü gibi
sanki hiç olmamışçasına çekip gidişlerin
içimde bin defa öldürdü beni
sonra tekrar geldiğinde gördüklerini
ölü gibi diye sevmemen bundan

kokunu kokum bildim de özledim
sesini sesim bildim
tenini tenim bildim de üşümedim hiç
ben seni kendim bildim
ve kasımın onbiri ankara'nın içinde
dün gitmişsin gibi özledim seni
o şarkının tam da o yerine
bir damla yaşımı kattığım ondan

ve sonra elimin körü gibi
havadan sudan konuştuğumuz
hiç sevmemişim gibi seni sanki
kış geldiğinden üşüdüğünü anlatmışlığın
ayaklarının soğukluğuna değinmişliğin falan
peeehhh
olmayacak işler bunlar
kasımın on birinde
eliminkörü gibi
senin ayakların yerine hiç üşümemişim gibi sanki
ankara'nın bir yerinde
özlediğimdir seni
kafiyesi tutmamış bu şiir

ha istesem tutmaz mıydı kafiye
tutar idi neden tutmasın niye 

11.Kasım.2012 / Ankara

26 Ekim 2013

...

yüzsem
dişlerinin beyazından
gözlerinin rengine
soluklanıp gamzende bir ara

tutunup kirpiklerine
yüzüne çıksam
saçlarına sığınıp uyusam

ya da ne bileyim
şiiri falan boşverip
sevişsek sözgelimi
yarın ölecekemişiz gibi
her gece

yüzsem
eksilip doksan dokuz kalsam

da gam yemem işte


26.Ekim.2013 / Ankara

24 Ekim 2013

velîlerle deliler II

cem ettim bir alemde
sefayı hiç bilmedim
demde buldum huzuru
cefadan çekinmedim

gece dediler geldim
kurulmuş muhabbete iliştim kıyısından
gönüllerde yer çoktu ortalarda kalmadım
sonra çoka bölündüm aradım her parçamı
bütün çöplere baktım zerremi bulamadım
de ki zom muhabbeti zerre aşka kanmadım
de ki deli konuşur hiç bir göze doymadım
de ki demem dinlerim
ben dahi anlamadım

çok özlemiş gibiyim özlemini bilmeden
sadece bildiğimden belki de özlemeyi
canım ne çok acıyor kaçsam bile kendimden
de ki berduş bir adam heceliyor kendini
adını söylemeden kendimi bilemedim
gittim camın önüne baktım şu karanlığa
hû diyen derviş sandım
kandım camda yansıya
giydim aşkın postunu döneyazdım kendimi
tüttüm duman içinde bir ateş olamadım
damladım da söndürdüm dumanını kendimin
ağlıyorum sandılar ki sana kanamadım

çok acıyor ellerim değmişliğinden belki
gözlerim âmâ gibi görmüşlüğümden sanki
lakin gönül lâl değil harfler pek kifayetsiz
kelimeler yetmiyor cümleler nezaketsiz
ismin bir isim değil
sanki bir ses ilahî

ebcedini kitledim dilimin köşesine
anahtarı sendedir ben yalnız düğümüyüm
velîler semah durdu aşıkların neyiyle
hüzün gerdeğe girdi ben onun düğünüyüm



24.Ekim.2013 / Ankara

14 Ocak 2013

4

...
4 kitap göndermiş ya "rab"
insanlar inansın diye O'na
bu 4 kitap üzre ben
de şimdi sana inanıyorum