28 Nisan 2012

h

gözümün ucunda sestin
  dilimin ucunda ışık
içine onlarca sır koyduğum bir simli sandık
ki sen açmazsan
  ben bile görmedim nedir
sen alıp dudaklarını gittiğin zaman
  bilmedim sırrımı
  dert midir nedir

saçına döküldü sesim duymadın
  elim yanaında yandığı zaman
  söylemedi dlim lâl midir nedir

19 Nisan 2012

y

en güzeli yağmurların
benim yağdığım
hani sanki sen gibi
içinden serin rüzgarların geçtiği
camı çalıp çalıp kaçan
yaprakların havada uçuştuğu
hani camın kırık yerinden içeri sızan o kokunun
mumun alevine değince buhar olup da odaya dolduğu
en güzeli yağmurların
benim yağdığım
hani böyle
hani sanki
hani sen gibi

14 Nisan 2012

.

- Yeşim'e
ben
içinden geçtim senin
önünden geçtim
uyuduğun evlerin duvarlarına dayayıp başımı
rüyalarını gördüm
her düşüşünde seninle irkildim
sen bilmedin
gözlerinden geçtim uzaklara dalmış bakarken
bilmediğin dildeki şarkıları dinlerken sözlerinden geçtim
deniz dedin tuzundan
yağmur dedin suyundan
gece dedin karanlığından geçtim
bakacağın yerlerde bekledim hep
gideceğin yerlerden geçtim

ben
adından geçtim senin
gözlerinden geçtim
saçlarından, avuçlarından, boynundan, kokundan geçtim
içinden geçtim senin
sen bilmedin

12 Nisan 2012

veda

ömrümde olsun diye beklediğim kadınlar
sanki yan masada birer hoş sedâydılar
belki çok uzak gibi belki çok yakındılar
görüşürüz dedim ben oysa elvedaydılar

11 Nisan 2012

ebced

takvimin obirinde
aylardan nisan iken
ikibinonikide
ebcedini düşürdüm ay altında bu şehre

artık seni benden gayri
kim bilirse bilsin
kim koklarsa koklasın düşümdeki saçları
ışığa aldırmadan kavşağa giren araçmışım gibi
kim çarparsa çarpıp kaçsın umrumda değil
dirseğinin dirseğime değmişliğini alıp gidiyorum
dirseğinsiz diyarlara
ve çürütene kadar diseklerimi
dayayıp içiyorum tahtalara

ebcedini düşürdüm bu şehrin ortasında bahar açmış dallara
sen de riyakar olma
her zaman olmasa da
biraz beni hatırla

01 Nisan 2012

deyiş

Bu şehrin denizi yok
Yağmurları var
Ve yüzünü göğe çevirdiğinde
Uçuşan balonları
Ve ışıkları var
Sarı beyaz

Bil kendini artık
Sokul biraz


31.Mart.20120 - Ankara 

deyiş

İcimde bir cocuk
Sanki hiç böbreği yokmuş gibi
Bir fotograftaki boynunu büküşüne takılmış
Ha ölür ha ölmez
Ha ölür ha ölmez


Yağmura düşer gece
Benim ıslaklığım çok evvel
Ve sanki kalbur zaman
Ve bir gece icinde
bilmem kaçıncı defa
Düşüp kalırım kokunda
Sen bilmezsin seni
Adını mıhlarim ellerime
Ölmem senin çarmıhında
Sen bakarsın öylesine yüzüme

Bu mekanın adı çoktur
Senin adın bana düşmez
Gözlerinde gözüm gezmez
Düşüme düşer gözlerin
Seni sana derim sen bilmezsin
Bu şiir de böyle biter


Ben sanır
Kendini beğenirsin
Gece yağmur
Gece çorba
Gece avını düşürmüş ağına
Öğütür durur

Bu gece beni ağrıtır
Kapkara dallar batar böğrüme
Sen az biraz uzaktasın
Yağmurum düşmez üstüne
Ben gecer giderim sularına basıp
İslanır ayaklarım
Donsa da ellerim
Düşün girer düşüme

Isınırım yokluğunla
Kimse bilmez

 
31.Mart.2012 - Kuğulu Park Semaları